Türk Dünyası coğrafyasındaki etnik sorunlar ve onların Türk cumhuriyetlerinin ortaklaşması sürecine etkisi

İnsanlık tarihinin ilk yıllarından başlayarak, eski devlet geleneklerine sahip Türk milleti zaman zaman saldırılara uğramış, bölünmüş ve emperyalist güçlerin hedefinde olmuştur. Göktürk İmparatorluğu’nun bulunduğu yıllarda Türklere karşı parçalama politikası yürüten Çin, Sasani-İran ve Bizans devletlerinin ortak çabaları sonucunda Türkler birkaç bölüme parçalanmışlar. Tarih gösteriyor ki, eski ve orta devirlerde mevcut olmuş büyük Türk devletleri zaman zaman emperyalist güçler tarafından saldırılara maruz kalmış ve çeşitli dini, etnik, politik ve maişet karakterli bahaneler ortaya atılarak, parçalanmışlar.

Şu anda dünyanın siyasal haritasında yedi bağımsız Türk devletinin var olması dünyadaki Türk coğrafyasını tamamen yansıtmamaktadır. Şöyle ki, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Ukrayna, İran, Moldova’nın uyrukluğunda bulunan bağımsız olmayan Türk Cümhuriyyetlerinin coğrafyasına bir göz attığımızda, tarih boyunca Türk devletlerinin nasıl parçalanıp işgal edildiğine tanık olabiliriz.

Türk milletini parçalamak için kullanılan temel metotlardan biri de bu topraklarda yaşayan etnik azınlıklar arasında teâruzların, anlaşmazlıkların kışkırtırılması, çatışmaların oluşturulması ve parçalanmaların tahrik edilmesi olmuştur. “Parçala, yönet”, yani böl ve yut ilkesi ile yürütülen bu politika sonucunda günümüzde Sincan Uygur Özerk İlinde Çinlilerin, Hakasiya, Altay, Kabardey-Balkar, Çuvaşistan, Karaçay-Çerkes, Tataristan, Tuva, Saha, Başkırdistan ve Dağıstan cumhuriyetlerinde rusların, Gagauziyada moldovanların Türklere karşı etnik temizlik ve çeşitli baskıları devam etmektedir.

Bağımsız Türk devletleri de etnik sorunlardan sığortalanmamışlar. Büyük Turan’ın gerçekleşmesine engel olmak için çeşitli çevreler – ABD, Rusya, İran, Çin, İsrail ve Avrupa ülkeleri bağımsız Türk devletlerinde etnik sorunlar, bölgesel çatışmalar ve savaşlar çağına ulaşan yapay konfliktler oluşturuyor ve Türk Birliği’nin ortaya çıkışı önlemeğe çalışıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nde kürt sorunu, Azerbaycan’da Dağlık Karabağ konflikti, Kırgızistan’da Özbek-Kırgız çatışmaları da kendi güncelliği ile seçilmektedir. İşte yabancı güçler bu tür çatışmaları oluşturarak, Türk devletlerinin zaman ve enerjisinin boşuna sarf edilmesine çalışıyor, dinler arası ve medeniyetler ittifakı gibi kulağa hoş gelen sözcüklerle Afğanistan, Irak, Azerbaycan ve daha bir çok Türk ya da Müslüman ülkede kanlı eylemlerine nasıl kılıf aradıklarını görürsünüz, Türk milletinin birleşerek Büyük Birlik oluşturması engelleniyor. Bunu önlemek için öncelikle bağımsız Türk devletleri arasında koordinasyon olanakları güçlendirilmeli, ekonomik-politik köprüler kurulmalı ve ABD projesine uymamak amacı ile küresel çetenin psikolojik baskıları için Türk ulusunun birleşmesi yönünde ilk adım olarak konfederasya şeklinde bir birlik oluşturulmalıdır. Bu topraklarda her türlü melanete karşı çıkacak güç binlerce yıldır vardır. Güç biziz, güç haktır, hak olan da TÜRK’dür!!!

Bakü Slav Üniversitesi “Diplomasi ve dış politika” bölümünün “Türk devletlerinin dış politikası” fen öğretmeni felsefe doktoru Ahmet Şahidov

Bu yazını Facebookda şərh et